Mersin escort

 Mersin escort  Burada

 Aşağıda bırakılan zavallılar, kuyunun dibinde korku içinde bağrışıyorlardı. Su karınlarına çıkmıştı. Selin gürültüsü kulaklarını sağır ediyor, kopup aşağı yuvarlanan son kaplama parçaları dünyanın sonunun geldiği sanısını uyandırıyordu içlerinde; ama asıl korkuncu, ahırdaki atların kişnemesiydi, boğazlanmak üzere olan hayvanlarınkine benzer, kolay kolay unutulmayacak, müthiş bir ölüm çığlığıydı bu kişnemeler.

  Mouque, Bataille’ı bırakmıştı. Yaşlı hayvan orada durmuş, fal taşı gibi açılmış gözlerini durmadan yükselen suya dikmiş, titreyerek bakıyordu. Yükleme yeri hızla dolmaktaydı, kubbe biçimindeki tavanda yanmaya devam eden üç lambanın kırmızı ışığında yeşilimtrak suyun gittikçe yükseldiği görülüyordu. Hayvancağız suyun karnına geldiğini hisseder hissetmez koşmaya başladı, çılgınca bir hızla ana dehlizlerden birine dalıp gözden yitti.

  İşte o zaman bir kaçışmadır başladı, insanlar da hayvanın ardına düştüler.

Mersin escort


   Mersin escort  Burada yenecek bir halt kalmadı! diye bağırıyordu Mouque. Gidip Réquillart’ı denemeli.

Mersin escort bayan

  Su geçidi tıkamadan yetişebilirlerse, komşu ocaktan dışarı çıkabilecekleri düşüncesi vardı yalnız kafalarında. Yirmisi birden art arda dizilmiş, su söndürmesin diye lambalarını havaya kaldırıyor, itişip kakışarak koşuyorlardı. Neyse ki dehliz hafifçe yükselerek gidiyordu, su düzeyinde bir değişiklik olmadan, dalgalarla boğuşa boğuşa, aşağı yukarı iki yüz metre yol aldılar. Bu yolunu yordamını şaşırmış insanların bütün eski kör inançları uyanıyordu şimdi, toprak anayı yardıma çağırıyorlardı: Atardamarlarından biri kesildiği için, vücudundaki kanı böyle üstlerine fışkırtarak öç alan toprak anaydı çünkü. Yaşlı bir işçi, unutulmuş dualar mırıldanıyor, madendeki kötü ruhları kovmak için başparmaklarını dışa doğru kıvırıyordu.

  Ama ilk yol kavşağında anlaşmazlık çıktı. At bakıcısı sola gidelim diyor, ötekilerse sağdan gidilirse yolun kısalacağına yemin ediyorlardı. Bir dakikayı böylece harcadılar.

   Mersin escort  Eh, siz isterseniz burada kalıp geberin, bana ne be! diye hayvanca bağırdı Chaval. Ben şuradan gidiyorum.

  Sağdaki yola daldı, iki arkadaşı da ardından. Ötekilerse Réquillart’da ömür tüketmiş Mouque Baba’nın arkasına takıldılar. Ama o da duraksıyor, nereye sapacağını şaşırıyordu. Akılları başlarından gitmişti, en eski işçiler bile dehlizleri tanıyamıyordu, bütün yollar birbirine karışıp arap saçına dönmüştü sanki. Her yol ayrımında kararsızlık hepsini oldukları yere mıhlıyor, bununla birlikte hemen bir karara varmak gerekiyordu.

  Etienne yorgunlukla korkunun inme indirmişe döndürdüğü Catherine yüzünden en geriden geliyordu. Ona kalsa Chaval’le birlikte sağdaki yola sapacaktı, çünkü bunun daha kestirme olduğuna inanıyordu; ancak yeraltında kalmak pahasına delikanlının ardına düşmemişti. Bu arada dağılma sürüyordu, şimdi artık yalnız yedi kişiydiler Mouque Baba’nın ardında.

   Mersin bayan escort  Boynuma sarıl, ben seni taşırım, dedi Etienne genç kızın gittikçe güçten düştüğünü görerek.

   Mersin escort  Hayır, olmaz, bırak artık beni, diye mırıldandı kız, gücüm kalmadı, tez elden geberip gitmek çok daha iyi.

  Ötekilerden elli metre kadar geride kalmışlardı, bütün direnmelerine karşın kıza sarılmış sürüklemeye çalışıyordu ki, ansızın dehliz tıkandı: kocaman bir kaya parçası göçmüş, onları arkadaşlarından ayırmıştı. Su baskını kayaları ıslatmaya başlamıştı bile, dört bir yanda çöküntüler oluyordu. Geri dönmek zorunda kaldılar. Ondan sonra artık ne yana gittiklerini şaşırdılar. Her umut sönmüştü, Réquillart yoluyla yukarı çıkma düşüncesini bir yana bırakmak gerekiyordu. Biricik umutları üst katlardaki damarlara sığınmak, sular çekilirse yukarıdakilerin gelip kendilerini kurtarmasını beklemekti.

  Derken Etienne, Guillaume damarını tanıdı.

Mersin escort  Güzeel! dedi, nerde olduğumuzu biliyorum artık. Hay lanet olsun, doğru yoldaymışız demek, ama gel de çık şimdi! " escort ilanları Mersin "  Bana bak, dosdoğru gidelim, bacadan tırmanırız.

  Su göğüslerine çıkmıştı, çok ağır yürüyorlardı. Ellerinde ışık oldukça umutlarını yitirmeyeceklerdi; gazyağını saklayıp sonradan öbürüne boşaltmak üzere lambalardan birini söndürdüler. Tam bacaya varacakları sırada, arkadan gelen bir gürültü ikisini de geri döndürdü. Yolları tıkandığı için arkadaşları geri mi geliyordu acaba? Köpük gibi bir soluk uzaklarda homurdanıp duruyordu, bir su şapırtısı içinde kendilerine doğru gelen fırtınanın ne olduğunu çözemiyorlardı bir türlü, iriyarı, beyazımsı bir kitlenin karanlıklardan çıkıp, daracık payandalar arasından ezilircesine geçerek yanlarına gelmeye çalıştığını görünce bir çığlık attılar.

  Bataille’dı gelen. Yükleme yerinden yola çıktıktan sonra karanlık dehlizlerde çılgınca koşmuştu. On iki yıldır yaşadığı bu yeraltı kentinde yolunu ezbere biliyor gibiydi, ömrünü tükettiği şu sonsuz karanlıkta gözleri çok iyi görüyordu. Başını kısıp, ayaklarını toplayarak, iriyarı gövdesinin doldurduğu o daracık yollarda koşuyor, koşuyordu. Yollar birbirini izliyor, kavşaklar hiç durmadan çatallaşıyor, ama o bir an bile duraksamıyordu. Nereye gidiyordu acaba? Belki de ta ötelere, gençlik yıllarına, Scarpe deresinin kıyısındaki doğduğu değirmene, gökyüzünde kocaman bir lahana gibi yanmakta olan güneşin belli belirsiz anısına gidiyordu. Yaşamak istiyor, hayvansı belleği canlanıyor, yeniden yayla havası alıp verme isteği içini yakıyor, ışıklı, sıcak gökkubbe altında uzanan yeryüzüne çıkabileceği deliğe doğru götürüyordu. ve " Mersin ucuz escort " onca yıllık boyun eğişin altında bir başkaldırı filizleniyor, dallanıp budaklanıp yüzeye çıkıyordu: Ocak gözlerini kör ettikten sonra, şimdi de canına kıymak üzereydi.

  Ardından kovalayan su butlarını dövüyor, sağrılarını ısırıyordu. Ama dehlizler gittikçe daralıyor, tavan alçalıyor, duvarlar sıkışıyordu. Buna karşın koşuyor, orasını burasını yırtıyor, bacaklarından deri parçaları bırakıyordu payanda çıkıntılarında. Maden ocağı dört bir yandan üstüne yürüyor, onu avucuna alıp boğmak istiyordu sanki.

  Etienne’le Catherine geri dönüp baktıklarında kayalar arasına sıkışıp kaldığını gördüler. Tökezlemiş, ön ayaklarının ikisini birden kırmıştı. Son bir çabayla birkaç metre daha sürüklendi; ama karnı daracık yerden geçmiyordu, toprak sımsıkı sarılmış, elini ayağını bağlamıştı zavallının. Kanlı başı uzandı, yuvalarından dışarı uğramış iri gözleriyle bir delik aradı. Su hızla yükseliyordu, daha önce ahırdaki atların kopardıkları çığlığa benzer, korkunç, hırıltılı bir sesle kişnemeye başladı. Gün ışığından uzakta, yerin yedi kat dibinde çırpınan, kolu kanadı kırık, kıpırdayacak hali kalmamış bu yaşlı hayvanın can çekişmesi gerçekten müthişti. Kederli haykırışı bir türlü dinmiyor, sular yelesini örtüyor, ileri uzattığı ve " Mersin ucuz escort " ardına dek açtığı ağzından korkunç bir hırıltı çıkıyordu. Derken son bir kişneme, sonra su doldurulan bir fıçının gürültüsüne benzer bir ses duyuldu. ve " Mersin ucuz escort " ardından derin bir sessizlik kapladı her yanı.

   Mersin escort  Ah, ulu Tanrım! Çabuk götür beni buradan, diye hıçkırıyordu Catherine. Ah, ulu Tanrım! Korkuyorum, ölmek istemiyorum " escort ilanları Mersin " . Çabuk götür beni, çabuk!

  Ölümle yüz yüze gelmişti. Can çekişen Bataille’ı görmezden önce hiçbir şey, ne çöken kuyu, ne su altında kalan ocak bu korkuyu vermemişti ona. Hayvanın sesi hâlâ kulaklarındaydı, beyni bu sesle çınlıyor, bütün vücudu zangır zangır titriyordu.

   Mersin escort  Götür beni buradan, götür!

  Etienne kızın beline sarılmış, sürüklercesine çekip götürüyordu. Ayrıca tam zamanıydı, bacaya çıktıklarında omuzlarına dek ıslanmışlardı. Delikanlının kıza yardım etmesi gerekiyordu, direklere tutunacak gücü kalmamıştı çünkü. Üç kez elinden kurtulacağını, altlarında uğuldayıp duran karanlık denize gömüleceğini sandı. Henüz suyun ulaşamadığı ilk dehlize varınca, rahat bir soluk alabildiler. Derken su boy gösterdi, daha yukarı tırmanmak zorunda kaldılar. ve " Mersin ucuz escort " bu yükseliş saatlerce sürdü, kabaran su onları bir dehlizden ötekine atıyor, durmadan yükselmeye zorluyordu. Altıncı dehlizde verdikleri mola yeni bir umut alevi yaktı içlerinde, su düzeyinin olduğu yerde kaldığını sandılar. Ama az sonra daha hızlı bir yükseliş başladı, yedinci dehlize, oradan da sekizinciye tırmanmak gereğini duydular. Şimdi artık tek bir dehliz kalmıştı çıkılacak, oraya geldikten sonra suyun kazandığı her santimetreyi kaygıyla izlemeye başladılar. Suyun kabarması durmazsa, tıpkı yaşlı beygir gibi kafaları tavana vuracak, gırtlakları su dolacak, geberip gideceklerdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Konya ucuz escort bayan

Sakarya bayan escort

escort Samsun kızları